Şef Ömür Akkor, İslam'ın ilk dönemindeki sofra kültürünü kaleme aldı. Yemek tarifi kitabı yazmaktan çok, dönemin şartlarını ve kültürünü yansıtmaya çalışan Akkor'dan hem ‘İlk Dönem İslam Sofrası' kitabını hem de Şeyh Mansur Simati anılarını dinledik.
Çok az yiyen, çoğu zaman hurmayla karnını doyuran, yeri geldiğinde üç ay ocağı yanmayan, bir Peygamber'in (sas) düsturundan yola çıkan ünlü şef Ömür Akkor, ‘İlk Dönem İslam Sofrası' adlı kitaba imza attı. İlk dönemde tüketilen yemekler, mutfaklarda kullanılan kap kacaklar, Kur'an-ı Kerim'de ve hadislerde bahsi geçen gıdalar detaylı bir şekilde çalışmada yer alıyor.
Önceki kitabı ‘Selçuklu Mutfağı' ile ‘Dünyanın En İyi Yemek Tarihi Kitabı' ödülünü alan Akkor, “Konuyu çalışmaya başlayınca kaynakların sadece Kur'ân ve hadislerde geçen şifalı besinler olarak algılandığını, kimsenin bu konuya yemek olarak bakmadığını fark ettim. Bunu fark edince de konuyu daha dikkatli çalıştım. Amacım bir yemek tarifi kitabı yazmaktan çok, dönem koşullarını ve kültürünü de bu kitapta yansıtmaktı.” diyor.
Akkor'un ifadesiyle gerek İslam öncesi dönemde gerek İslam'ın başladığı yıllarda Arap toplumunda müstakil bir mutfak kültürüne rastlamak mümkün değil. Yani genel olarak mutfak yok ama yemek yapılan bir alan, evlerde de çadırda da var. Evlerde müstakil ocak bulunuyor ancak çadırda yaşayanlar, dışarıda yaktığı ateşte yemeğini pişiriyor. Birçok evin taş değirmeni bulunuyor ve burada ekmek için hububat dövülüyor. Değirmenin olmadığı evlerde ise sert ağaç gövdesinden yapılmış ahşap havanlar var. Ağaçtan ve topraktan yapılan tabak, bardak, tencere, elek, süzgeç, kepçe, spatula, tepsi, tava ve benzeri malzemeler o dönemlerde de mevcut. Hatta kaşık ve cam bardak kullanıldığına dair kayıtlar da var.
Akkor, o dönem mutfak kültüründe ikramın ön planda olduğunu söylüyor: “Araplar yedirme-içirme ve misafir etme konusunda çok cömert. Özellikle bereket getirdiğine inandıkları saba rüzgârının estiği zamanlarda davet vermeye çok dikkat ediyorlar. Bir kişinin zenginliği, verdiği davetlerle ve davetlerdeki ikramın miktarıyla değerlendiriliyor. Araplar davetlerde sadece kendi yemeklerini değil komşu coğrafyalardan yemekleri de yapıyor. Özellikle yanı başlarındaki İran mutfağı, Arap mutfağını etkileyen önemli mutfaklardan biri.” Akkor, hac için gelenlere ikram edilen rifadeden de bahsediyor. Genelde hurma, kuru hububat ve diğer gıdalardan oluşan rifade, dört halife devrinin sonuna kadar devam ediyor.
Kaymakamlığın sınırından dönmüş
Kilisli Akkor, Kilislilerin uğrak yeri olan Şeyh Mansur Simati'nin türbesinden bahsediyor: “Beş yaşlarındaydım. Gündüz sıcağından sonra babam bizi soğuk su içmeye türbeye götürmüştü. Türbe, dergâh, Simati ne demek bilmiyordum; benim çocuk gözüyle gördüğüm, hasırlar üzerinde koşturan çocuklar ve sürekli yedirilen bir şeylerdi. İlk gittiğim andan beri hep tekrar gitmek istedim. Şehrin üç kilometre güneyinde bulunan türbe, fıstıklıklar ve zeytinlikler arasındaydı; Kilisliler için çölde bir vaha gibiydi. İlkokul biri okuyup Kilis'ten ayrılana kadar da hep gittik. Sonra yaz tatilleri uğrar olduk türbeye, günler hatta yıllar böyle geçti.”
Hemen not düşüyor: “Şeyh Mansur Simati, Hz. Ebubekir'in halifeliği zamanında şehit olmuş, Peygamber Efendimiz'in sofrasını kurduğu için kendisine ‘Simati' (simat; sofra, yemek masası, sofraya gelen yemekler, ziyafet) denilmiş. Zaman zaman türbenin gölge duvarına sırtımı dayar, sofraya ne getirmişti diye düşünmeye başlardım…”
Akkor, üniversiteyi bitirip kaymakam olmanın sınırından dönüyor, aşçı oluyor. Kilis'te doğmasının, adının Muhammed Ömür olmasının ve Şeyh Simati ile tanışmasının tevafuk olduğunu anlatıyor ve ekliyor: “Dergâhla çıktığım yolda Şeyh Simati'nin sofralarını aradım durdum.”
Dönemin gıda maddeleri
Ekmek: O dönemlerde genelde arpa ve buğdaydan yapılan ekmek, daha sonraki zamanlarda pirinç ve mısırdan da yapılmaya başlandı. Pirinçle yapılan ekmek daha ziyade lavaş şeklindeydi. Ekmek bazen katıksız tek başına bir öğündü, bazen de sadece su, yağ, sirke ya da hurmayla beraber bir öğün olurdu.
Çorba: Genelde bulamaç olarak yapılır, buğday, arpa, et, pirinç, bayat ekmekli çeşitleri bulunurdu. Ayrıca sadece et suyu olarak da karşımıza çıkardı. Et yemeği yaparken suyunun bol koyulması ve daha sonra değerlendirilmesi de önemli bir âdetti.
Ekit: Dönemin en önemli süt ürünüydü. Bir nevi kuru peynir olan ekit, yemeklerde katkı maddesi olarak da kullanılırdı.
Sevik: Buğday, arpa, çavdar, darı gibi hububatların kavrulup dövülmesiyle elde edilir ve bazen yemeklerde bazen de ekmek yapımında kullanılırdı.
Baharat: Karabiber, kimyon, zencefil, tere, hardal, çörekotu; rayiha vermesi amacıyla, taze nane, reyhan, misk, tarçın, gül suyu; renk vermesi amacıyla safran, ıspanak; ekşilik vermesi için turunç, koruk, sumak, sirke ve limon; tatlılık vermesi için hurma, bal, üzüm, incir gibi gıda maddeleri kullanılırdı.
Sebze: Pırasa, soğan, sarımsak, kereviz, kabak, acur, salatalık; yağ olarak, iç yağı, sadeyağ, tereyağı, kuyruk yağı, zeytinyağı ve susamyağı en çok kullanılan gıda maddeleriydi.
Et: Yemeklerde koyun, sığır, deve, tavuk ve balık kullanılırdı. Zaman zaman av ve kuş etleri ile tavşan da dönemde tüketilen hayvansal ürünler arasındaydı.
Raşta
-Yarım kilo yağlı kuzu kuşbaşı, 1 kâse haşlanmış nohut, 1/2 kâse mercimek, 1 kâse erişte, 1 adet çubuk tarçın, kaya tuzu
-Eti bir çömleğin içinde yağda kavurmaya başlayın. 15 dakika sonra tuzu ve tarçını ekleyip üzerini örtecek kadar su ilave edin. 1 saat kadar pişmeye bırakın. 1 saat sonra mercimeği ve nohudu ekleyin ve gerek olursa bir-iki bardak sıcak su ilave edin. Orta hararette kaynatarak 30 dakika daha pişirin. Sonra erişteyi ekleyip 10 dakika daha pişirin. Çömleği ateşten alıp 10 dakika demlendirerek servis edin.
Etyabin
-1 litre süt, yarım kilo hurma, 1 su bardağı su
-Hurmaları suyla beraber kısık ateşte pişmeye bırakın. İyice yumuşayınca bir süzgece alın ve ezerek süzdürün. Çıkan hurma şerbetini süte katın ve beraberce soğutup servis edin.
Gafiha
-1 kâse haşlanmış buğday, 1 kâse hurma, 2 yemek kaşığı tereyağı
-Çekirdeklerini çıkarıp hurmaları bir havanda dövün ya da bıçakla küçük parçalara bölün. İyice haşlanmış olan buğdayı bir sahanın altına yayın. Tereyağını tavada eritip içinde hurmayı kavurmaya başlayın. Hurma güzelce kavrulduğunda buğdayın üzerine dökerek servis edin.
Buğdaylı hurma ekmeği
-1 kilo buğday unu, 1 kâse çekirdeksiz hurma, 600 gr su, 15 gram kaya tuzu
-1 su bardağı un ve yarım su bardağı suyla bir hamur tutun ve bunu 1 gün oda sıcaklığında bekletin. 1 gün sonra kalan un, su ve tuzla hamuru tutup içine önceki gün hazırladığınız mayayı ekleyin. Hurmayı küçük küçük parçalara bölüp hamura katın. Hazır olan ekmek hamurunu tepsiye serip üzerini sac bir kapakla kapatın. Tepsinin altına ve üstüne köz yerleştirin ve pişene kadar bekletin.
Habisu'l kar
-Yarım kilo asma ya da bal kabağı, 5 yemek kaşığı susam yağı, 5 yemek kaşığı un, yeterince şeker şurubu
-Kabağı doğrayıp iyice haşlayın. Havanda ezin ve bir kenarda bekletin. Un ve yağı tavada kavurmaya başlayın. Unun kokusu çıktığında kabağı ekleyin ve beraberce kavurun. Şerbeti ağır ağır ilave edip helva kıvamına gelince ocaktan alıp dilerseniz bademle servis edin.
Kölük aşı
-1 su bardağı mercimek, 1/3 su bardağı bulgur, 7 su bardağı su, 2 adet kuru soğan, yarım su bardağı zeytinyağı, kaya tuzu
-Mercimeği güzelce yıkayın ve bir tencereye alın. Üzerine suyu, bulguru ve kaya tuzunu ekleyip pişmeye bırakın. 45 dakika lapa olana kadar kısık ateşte pişirin. Soğanı yemeklik ince ince kıyın ve zeytinyağında kızartmaya başlayın. Soğanlar karamelize olana kadar kızartın ve kölük aşının üzerine dökün. Birkaç dakika demlendirip altını kapatıp servis edin.
Zencefil çayı
-1 parça zencefil, taze nane yaprakları, sıcak su
-Zencefili ince ince kıyın. Hazır olan zencefili bakır bir demlik içine koyup üzerine çıkacak kadar sıcak su ekleyin. 10 dakika demlendirip nane yaprakları koyduğunuz bardaklarda servis edin.
Pazılı arpa çorbası
-1 bardak arpa, 1 demet pazı, 3 su bardağı su, 3 su bardağı et suyu, kaya tuzu
-Arpayı bir gece önceden ıslayın. Suda bekleyen arpayı, bol suda bir taşım kaynatıp suyunu süzün. Daha sonra et suyu ve suyla beraber tekrar ocağa koyup tuzunu ekleyin. 1 saat kadar pişirip ince doğradığınız pazıyı ilave edin. Bir taşım beraberce kaynatıp servis edin.